DİĞER
“Ben kendi yolumu anlattım. O yolu nasıl geldiğimi benimseyen varsa örnek alır ya da almaz ama benim maksadım örnek olmak değil, ben durum raporu ya da başka bir deyişle hasar tespit raporu veriyorum.”
Irmak Zileli'nin gelecek hafta raflardaki yerini alacak yeni romanı Son Bakış'tan tadımlık bir bölüm K24'te...
Edebiyatımız bu çeşit bir boyun eğmiş yazarlar mezarlığıdır; o nedenle geçmişe baktığımızda yeniden okuma gereği duyduğumuz birkaç isimden fazlası çıkmaz
Zaman varsa, kadın içindeki kendine ait odalarının kapılarını tek tek açacak, dilerse de kapatacak. Kendini kuracak; düşlerini, dilini, cümlelerini ve isterse de yıkacak...
Yayınevlerinin karar mekanizmaları neden erkeklerden oluşuyor? Yetenekli, işini iyi yapan kadın editörler, yayıncılar bu kadar mı az? Edebiyat okurunun ağırlıklı olarak kadınlardan oluştuğu dağa taşa yazılmışken, şunu mu iddia ediyoruz: Kadınlar okur ama yazamaz?
Necla Kuglin: Elbette hepimiz “dil/din/ırk/cinsiyet ayrımı” olmadan eşitliğe inanıyorduk. Dahası sosyalizmin, kadını gerçekten eşit ve bağımsız kılacağı tek düzen olduğu inancındaydık. Ama inanmakla uygulamak arasında dağlar kadar fark var
Belki de Ahmet Hamdi Tanpınar'ın Huzur romanında Suat'ın “Bütünlük insan kafasının vehmidir” derken kastettiği budur. Aslında ana rahminden kopup dünyaya gelişimizle birlikte “bütünlüğün” kafamızın içinde bir vehim olmasına mahkûm edilmişizdir
68 Hareketi'nin 50. yılı vesilesiyle hazırlanan Devrimci Portreler kitabında, “erkekliği” yeniden üretmek niye? 68'i erkek yumruğuyla özdeşleştiren bu algıyı kırmak, onu dönüştürmek ihtimali hiç mi gelmedi akıllara?
Me too ve benzeri hareketlerin bize kazandırdığı en önemli şey bu belki de: anlatma cesareti. Hem kendimize, hem başkalarına...
Eleştirmenin sanat eserine yaklaşırkenki hangi tutumu bizi özgür tartışma ortamından mahrum kılıyor? Daha da önemlisi, yeni üslup ve biçimlerin ortaya çıkışına ket vuruyor?
Irmak Zileli: Zihin katmanlardan oluşuyor. En yüzeyde belki akılla kavradıklarımız, farkında olduklarımız var. Peki ya farkında olmadıklarımız?
Ayşegül Devecioğlu: Benim hayal ettiğim dünyada insanlar varoluşlarını öyle zenginleştirecekler ki sanat kimilerine özgü bir ayrıcalık olmaktan çıkacak...
Daha Fazla
© Tüm hakları saklıdır.
↑ Yukarı çık